Mavi Yelek Mor Düğme

MAVİ YELEK MOR DÜĞME

10 Mayıs 2021 Pazartesi | 13:38 H. Işın Özdemir / Eğitimin Işığında

Son zamanlarda Prof. Dr. Mehmet Ceyhan nereye ben oraya…Hatta son bir yıldır da öyle ya…Geçen yıl bu zamanlar, bir iki aya bu virüsün geçip gideceğini, hayatlarımıza kaldığımız yerden devam edeceğimizi umduğum o günlerde, kendisini pek sempatik bulmuyordum itiraf edeyim. Ne ki bu işin iki yıldan önce bitmeyeceğini, faz çalışmaları nedeniyle aşının hop diye üretilip dağıtılamayacağını, maskelerden kolayca kurtulmayacağımızı bu nedenle korunmamız gerektiğini kısacası acı ama gerçekleri söylediğinden beri kanallarda kendisinin peşinde gezinmekteyim. Sıkça da Teketek programında denk geliyorum. Onun etkisiyle mi böyle bir rüya gördüm yoksa bu rüyanın özel bir anlamı var mıdır bilmiyorum.

Rüya bu ya Teketek programında konukmuşum. Mehmet Hoca da yayına Ankara’dan bağlanıyormuş. Söz bana geldiğinde başlıyormuşum anlatmaya .

Bir gün kapım çalındı, gözleri kara gençten bir oğlan çıkageldi. Cılız bir sesle  “ Girebilir miyim ? “ Dedi.

“ Otur Lütfen.”

Kararsız ürkek adımlarla sandalyeye ilişti.

“ Seni dinliyorum.”

Omuzlarına taşıyamayacağı kadar büyük yük atmış olduğunu vücudunun hafifçe yaprak gibi titremesinden anladım.

Yutkundu. Söze girmekte zorlandı.

Odada gitgide ağırlaşan havayı dağıtmak için “ Hangi bölümde okuyorsun?” Dedim.

“ Hukuk”

“ Ne güzel. Neden Hukuk?”

“ Bilmem.”

Ben biliyorum dedim içimden. Kendime de kızdım “ Yanıtını bildiğin soruları ne diye soruyorsun” diye…

“ Nasıl gidiyor?”

“ Açıkçası pek  iyi gitmiyor. Notlarımdaki düşüşü görüyorsanız…Bursumu kesme ihtimaliniz var mı diye sormak istedim.”

“ Aman deme nolur notlarım düşük deme. Çünkü biliyorsun başarı şartımız var.

“ Biliyorum da Hocam. Bahanesi mi bilmiyorum ama aklımı derslere veremiyorum. “

“ Yolu yarılamışsın…Türlü imkansızlıkları aşıp Hukuk gibi bir bölümü kazanmışsın…Neyin var , n’oldu? “

“ Ek iş yapıyorum…Aklım memlekette annemde…Annem temizlik işlerine falan gidip aileyi geçindirmeye çalışıyor. iki kardeşim daha var biri ilkokul biri lise. Lisedeki kardeşim üniversiteye hazırlanıyor. Ona yardım etmem lazım. Bir yandan da İlkokuldaki kız kardeşim için mücadele ediyorum.

“ Ne gibi bir mücadele?”

“ Annemle babam birkaç yıldır ayrılar. Babamda şiddet falan vardı. Kız kardeşimi yanına almak için sürekli annemi taciz ediyor.

O yüzden…”

“Baban şimdi hepinizden soyutlandı. Normal karşıla. Üç çocuğuna eşine hasret.”

Gencin saygılı duruşu gururlu bir duruşa doğru evriliyor. Babaya çok kızgın belli ki. Her şeyin sorumlusunu baba olarak görüyor.

“ Yaşadığın her şeyin sorumlusu yalnızca sorumsuz baban değil” diyorum yürekten inanarak.

“ Bir yandan ev geçindirmek olarak kodlanmış erkek rolünü yerine getirememiş olmak ..Bir yandan cehalet…”

Onursal Başkanımız Sayın Av. Gülbin Sözen’in bir sözü geliyor aklıma” Cehalet ve yoksulluğun kesiştiği dar dönemeçte demokrasi ve insan haklarından söz edilemez.” Derdi.

O sırada Fatih Altaylı yanık bir türkü tutturuyor stüdyoda,

Mavi yelek mor düğme

Yine düştün gönlüme

Ker gönlüme düşende

Kan damlar yüreğime

Ve ben dönüp Mehmet Hoca’ya şöyle diyorum,

“ Bakın Mehmet Hocam siz aylardır Fatih Beye bir türkü söyletemediniz ama ben söylettim…sesi de güzelmiş.”

Düş işte …Her düş gibi benimki de biraz gerçek biraz düş…

Keşke hepsi düş olsa…

Bayramüstü biraz hüzünlü bir hikaye ile birlikte olduk ama bu tuhaf düşü bir müjde ile bitireyim.

O genç bugün Avukat oldu…Üstelik kardeşleri de okuyor.

İşte bayram…Bayramımız…Mutlu huzurlu sağlıklı bayramlar dilerim.

“ Her şey bir çocuk daha okusun diye,”

Yorum Yazabilirsiniz

Kitabın Türü

e bülten

Yeni gelişmelerden haberdar olabilirsiniz