Zamanın Ruhu
Çocukluğunuza gitseniz…taaa baba evine…Gözünüzü kapatıp düşündüğünüzde en mutlu olduğunuz anı hatırlayabiliyor musunuz? Bazen ben de hatırlamaya çalışıyorum ama çok tuhaf bir anıya yolculuk yapıyorum…Annemin migreni tutmuş, muhtemelen hava lodos, babam patatesleri ikiye bölüp üzerlerine kuru kahve serpiştiriyor. Hazırladığı patates üstü kahveyi bir yemeniye yerleştirerek annemin başına bağlıyor. Portakal rengi kuğuların yüzdüğü yatakta gözleri yarı kapalı haldeki annem bu yönteme hiç inanmıyor, üstelik oraya buraya kahve döküldüğü için kızıyor da bir yandan, ama aldığı ilaç etkisiz kaldığından babamın ilkel tedavi yöntemine boyun eğiyor.
Evdeki bu dayanışma hali; komşumuz Nurhayat teyzenin kapımıza gönderdiği kabak tatlısı; babasını kaybeden yan komşumuzun duasına bizim evden sandalye taşıma telaşımız; güler yüzle söylenen “Günaydın” “ İyi günler” “Merhaba” lar…
Dayanışmanın en yalın halleri belleğimde mutlu olduğum anlar olarak yer etmiş. Modern dertlerin, ekonomik kaygıların ve metropol yaşam koşullarının içinde unutulmaya yüz tutan küçük mutluluklar…O günleri hatırlayınca düşünmeden edemiyorum: 80’ler , 90’lar…Hepsinin bir ruhu vardı…Peki bu zamanın ruhu ne? İnsanından hayvanına hakların çiğnendiği bir zamanın ruhu olabilir mi ya da? Tam “Ruhu muhu yok bu zamanın”diyecek oluyorum, taşların arasında yeşeren minik bi çiçek gibi başını uzatıyor umut!
Geçtiğimiz hafta YEKÜV Umut Kızlar projesi kapsamında, ilköğretimden üniversiteyi bitirene kadar eğitimlerini desteklediğimiz kızlarımızla Vakıf merkezimizde biraraya geldik. Çocuk ve genç edebiyatında önemli bir isim olan yazar Gülten Dayıoğlu’da bu buluşmada bizlerleydi. Kızlarımıza yarıyıl armağanı olarak kitaplarını imzaladı. O gün yazarın Kütahya’daki baba evinde küçük bir çocukken öğretmeninin yeteneğini keşfetmesi ile başlayan yazarlık serüvenini dinledik. Bu keyifli söyleşide kızlarımız da adları gibi umut dağıttı hepimize. Şiirleriyle, sorularıyla, ilgileriyle….
Mezun Bursiyerlerimizden facebookta bu buluşmayı görüp Vakfa koşan sürpriz konuğumuzla mutluluğumuz doruğa çıktı. Annesinin el yapımı tazecik kurabiyelerini Yeküv kardeşlerine getirmesi ile bir kez daha “çabalar boşa değil “ dedik.
Yeküv olarak bu yıl mezunlarımızla buluşacağımız etkinlikler planlıyor ve çocuk gibi heyecanlanıyoruz. Toplumca tüm olumsuzlukları dayanışma ile aşacağımıza inanıyoruz.
Zamanın ruhunun dayanışma olması dileğiyle…
Sevgiyle kalın